BİR ÖZGÜRLÜK SEMBOLÜ
Selanik’te bir Kütüphanede karşılaşmıştım onunla ilk defa. En fazla on altı yaşlarında olsa gerek diye düşündüm. Elinde bir kitap vardı ve kitaptan bakarak bir takım şeyler yazıyordu kara kaplı defterine.. Masadaki dik oturuşu, sert ve bir o kadar da kararcı yüz hatları ben de en çok merak uyandıran tarafı olmuştu doğrusu. Formasındaki Rütbesinden aynı okulda okuduğumuzu anlamıştım fakat ben okula geleli henüz 1 hafta olmuştu. Elindeki kitabın ve böylesine hızlı notlar almasının sebebini merak etmiştim ve onunla tanışmak için yanına yönelmiştim..
Beni görünce kalemini kara kaplı defterinin kenarına koydu ve sanki önceden tanışan iki sıkı dost bir araya gelmiş gibi en içten gülümsemesiyle ayağa kalktı ve beni selamladı. Eliyle yanındaki sandalyeyi göstererek “Buyurun..” dedi. Önce benim oturmamı bekledi ve ben oturduktan sonra o da tekrar kalemini eline aldı ve kara kaplı defterine yazmaya devam etti. Ne yaptığını merak ettiğim mavi gözlü, sarı saçlı benimle yaşıt olduğunu tahmin ettiğim bu genci uzun bir süre izledim. “Bu denli not almanız, özellikle de Vatanımız ile ilgili kitaplar okumanız gerçekten ileride sizin çok başarılı bir asker olacağınızın göstergesi..”
Uzun bir süre defterine baktı... Kalemini kara kaplı defterinin arasına koydu ve defterini kapattı. Hafif tebessüm etti ve şöyle dedi: “Bu notları almış olmam değil, bu Vatan uğruna kan dökecek olmam benim başarılı ve güçlü bir asker olmamı sağlayacaktır.” İşte bu sözleri beni derinden etkilemişti ve gözümden bir damla yaş akmasına sebep olmuştu. Vatanı için kanını, canını, hayatını feda edecek bir Vatansever daha yetişiyordu. Bu Vatansever’in adının Mustafa olduğunu öğrenmiştim. Onun bulunduğu sınıfa geldiğim gün onunla aynı sırada oturmaya başlamış, aynı ekmeği paylaşmış ve ona erkek kardeşimden bile çok değer vermiştim. Ona bir tek ben Kemal derdim...
Yıllar geçiyordu.. Ben yine aynı Kütüphanede buluvermiştim kendimi. Yine Selanik kokuyor.. Yine kitap kokuyor.. Yine Kemal kokuyordu sanki.. Onunla yıllar önce tanıştığımız bu yerde, şimdi başka gençler oturuyor, ama yine aynı Vatan kitapları okunuyordu. Elime bir kitap aldım ve şöyle bir göz gezdirmeye başladım. “Cumhuriyet” başlıklı kitabın içeriğini okumak için sabırsızlanıyor, en önemlisi de bu kitapta onun yazılarının, onun düşüncelerinin olduğunu bilmek beni meraklandırıyordu. Yıllar sonra en yakın arkadaşım, kardeşim dediğim insandan bir hatıraydı bu Vatana.. Bu insanlara.. Bu kitap..
Kitabı incelerken içinde “Bir Özgürlük Sembolü” konulu bir başlık bulmuştum. Dikkatimi çeken şeyler ise onun kara defterine yazdığı notların burada bulunması ve bana söylediği bir sözünde burada yer alması idi. “Bu notları almış olmam değil, bu Vatan uğruna kan dökecek olmam benim başarılı ve güçlü bir asker olmamı sağlayacaktır.” Yıllar önceki konuşmamızda olduğu gibi gözümden bir damla yaş akmıştı. Bu defa ise kitabın kapağındaki Ay Yıldızlı Bayrağın üstüne idi.. Bir kağıt çıkardım cebimden. Kitabın arasına koydum ve yazmaya başladım. “Kemal, sevgili arkadaşım.. Bu Vatan, bu Cumhuriyet senden bize emanet.. Sen rahat uyu.. Bu Vatan.. Bu Cumhuriyet yıkılmadığı sürece, bu Bayrak asla inmeyecek! Kardeşin Salih Bozok ..”
Yorumlar
Yorum Gönder